Arifoğulları ailesi artık mütevazı bir hayat sürmektedir. Şaşaalı günler artık geçmişin tozlu sahifelerindedir. Bir Ege kasabasındaki sıradan günlerinde, ailenin reisi Arif Arifoğlu, çok yaşlanmış ve bütün işlerden elini eteğini çekmiş bir vaziyettedir. Eski usullerle işletilen zeytinyağı fabrikası ise bakımsızlıktan neredeyse çalışmaz hale gelmiştir. Ailenin bütün diğer üyeleri de, kendi yaşamlarıyla ilgili sorunların derdine düşmüş, bir dağılmışlık içindedir. Büyük dede Arif Arifoğlu’nun aniden gerçekleşen ölümüyle, kırk yıl önce Kore Savaşı’na giden ve orada esir düşüp öldüğü sanılan ortanca oğul Asaf’ın geri dönmesi, yıllarca saklanmış çok büyük bir sırrın da gün yüzüne çıkmasına neden olur. Bu durum, aile içinde büyük bir şaşkınlık yaratır.